Psikolojik Deneyler

Paul Ekman Deneyi: Duygular Evrensel midir?



1972 yılında psikolog Paul Ekman, kültürel farklılıkların ötesinde insanların duygularını ifade etme biçimlerinin aynı olup olmadığını anlamak için kapsamlı bir araştırma yürüttü.
O dönem hâkim olan düşünce, duyguların toplum tarafından öğrenildiği yönündeydi.
Ekman ise şunu sorguladı:

“İfade ettiğimiz duygular kültürden mi gelir, yoksa biyolojik olarak mı evrenseldir?”

Ekman, dünyanın farklı yerlerinden — Amerika, Brezilya, Japonya ve Papua Yeni Gine’nin izole kabileleri de dahil — yüzlerce insanın yüz ifadelerini inceledi.
Katılımcılara farklı duyguları ifade eden fotoğraflar gösterdi: mutluluk, üzüntü, korku, öfke, şaşkınlık, iğrenme.
Her kültürden katılımcılar, bu yüz ifadelerini büyük ölçüde aynı duygularla eşleştirdi.

Bu sonuç, insan duygularının biyolojik temelli ve evrensel olduğunu kanıtladı.
Yani, bir insanın gülümsemesi ya da kaşlarını çatması dünyanın neresinde olursa olsun aynı duygusal mesajı taşır.

Ekman bu çalışmalardan yola çıkarak “Mikro ifadeler (micro-expressions)” kavramını geliştirdi.
Bunlar, saniyenin küçük bir bölümünde ortaya çıkan yüz kası hareketleriydi ve bilinçli olarak bastırılamıyordu.
Dolayısıyla, bir insan “iyi olduğunu” söylese bile, yüzündeki kısa bir kas hareketi gerçek duygusunu açığa çıkarabiliyordu.

Ekman’ın araştırmaları, duyguların yalnızca psikolojik değil, bedensel bir dil olduğunu ortaya koydu.
Bugün bu bilgiler;
• psikoterapi,
• duygusal farkındalık çalışmaları,
• kriminal psikoloji,
• beden dili analizleri
gibi alanlarda aktif olarak kullanılıyor.

Bu deneyin bize hatırlattığı şey şu:
İnsan bedeni, zihinden önce konuşur.

Klinik Psikolog Nesibe Dinç, terapi sürecinde bedensel farkındalık ve duygusal ifadenin önemine vurgu yapar.
Kelimeler yetersiz kaldığında, yüzün, sesin, nefesin taşıdığı duygu gerçek rehber haline gelir.
Eğer duygularını bastırıyor, ifade etmekte zorlanıyorsan, terapi süreci seni bu doğal dilinle yeniden buluşturabilir.
👉 klinikpsikolognesibedinc.com