İnsan zihni, ruhsal acıya dayanabilmek için karmaşık savunma sistemleri geliştirir. Bu sistemler, tıpkı bağışıklık mekanizması gibi görünmezdir ama her gün işler.
Freud, bu süreci “ego’nun savunmaları” olarak tanımlamıştır. Ego, hem içsel dürtülerin hem de dış dünyanın talepleri arasında sıkışır. Bu baskıya dayanmak için savunma mekanizmaları devreye girer. Amaç, gerçeği çarpıtmak değil; duygusal dengeyi korumaktır.
Savunma mekanizmaları her insanda vardır ve çoğu zaman fark edilmeden kullanılır. Bastırma, örneğin, zihnin en temel savunmasıdır. Kişi, kabul edemediği bir duyguyu bilinçdışına iter. Ancak bastırılan hiçbir şey kaybolmaz; yalnızca biçim değiştirir.
Yansıtma mekanizmasıyla kişi, kendi kabul edemediği özellikleri başkasında görür. “Ben değil, o agresif” derken aslında içsel öfkesini dışarıda arar.
Yüceltme, belki de en olgun savunmadır: Kişi, ilkel dürtülerini sanata, işe, üretime dönüştürür. Bu mekanizma, insan yaratıcılığının da temelini oluşturur.
Savunmalar, geçici olarak işe yarar ama uzun vadede içsel farkındalığı sınırlar. Çünkü her savunma, gerçeğin bir kısmını gizler.
Psikanalitik terapi, bu gizleneni görünür kılma sürecidir. Terapist, savunmayı kırmaya değil, anlamaya çalışır.
Bir kişi “hiç öfkelenmem” dediğinde, terapist o cümlenin ardındaki bastırılmış duyguyu duyar. Öfkesizliğin ardında çoğu zaman incinme korkusu vardır.
Terapi, bu korkuların konuşulabildiği, savunmaların söküldüğü bir güven alanı yaratır.
Savunma mekanizmaları kötü değildir; yalnızca bilinçsiz kaldıklarında zararlı hale gelirler.
Bir insan, bastırmayı fark ettiğinde, artık bastırmaz; seçer.
Yansıtmayı fark ettiğinde, suçlamak yerine anlamaya yönelir.
İşte bu farkındalık, ruhsal olgunlaşmanın temelidir.
Zihin, görünmez bir zırhla kendini korur; ama bazı zırhlar, artık savaşın bittiğini bilmez.
Psikanalitik çalışma, bu zırhı indirmek değil, onun altındaki yarayı tanımaktır.
Gerçek iyileşme, savunmaların çözülmesinde değil, onların neden var olduklarını anlamakta yatar.
Bu içsel süreçte farkındalık kazanan birey, yalnızca geçmişini değil, bugününü de yeniden kurar.
Bazen bu yolculuk, bir rüyanın, bir dil sürçmesinin ya da basit bir sessizliğin içinden geçer.
Ama her seferinde insanı kendine biraz daha yaklaştırır.
Savunma mekanizmalarını anlamak, insanın kendi içsel laboratuvarına girmesidir.
Bu farkındalık yolculuğunda psikanalitik düşünce size yön gösterebilir.
Daha fazla bilgi ve psikanalitik içerik için psikanalitikterapi.com adresindeki yazılara göz atabilirsiniz.
Psikanalitik terapi yaklaşımını ve uygulama biçimlerini yakından tanımak isterseniz: